Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava …5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü

Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava …5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü

Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava …5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü

Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava …5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava …5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü
Koçak Hukuk

Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava

23.10.2024
Koçak Hukuk | Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava

“…5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Hukuki işlemlerde şekil” başlıklı 7 nci maddesinde hukuki işlemlerin, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.


Aynı Kanun’un “Miras” başlıklı 20 nci maddesinde ise "(1) Miras ölenin millî hukukuna tâbidir. Türkiye'de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır.

(2) Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(3) Türkiye'de bulunan mirasçısız tereke Devlete kalır.

(4) Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir.

(5) Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir.” hükmüne yer verilmiştir.


Ölüme bağlı tasarruflarda şekil konusu menkul miras, gayrimenkul miras ayrımı yapılmadan düzenlenmiştir. (Nomer/Şanlı Devletler Hususi Hukuku, s.288).

Bu kapsamda 5718 sayılı MÖHUK’un 20 nci maddesine göre, ölüme bağlı tasarrufun şekli, tasarrufun yapıldığı yer hukukuna veya işlemin esasına uygulanan hukuka veya ölenin milli hukukuna tabidir. Bu üç seçimli şekil kuralından amaç, ölenin son arzularının sonucu olan işlemin geçerliliğini sağlamaktır. (Milletler Arası Özel Hukuk A. Çelikel s.294)

Diğer taraftan, vasiyetnamelerin geçerliliğini sağlamak amacı ile 05/10/1961 tarihli Vasiyet Tasarruflarının Şekli Konusunda İhtilafına Dair La Haye Sözleşmesi’ne Türkiye'de 1983 yılında taraf olmuştur.


Sözleşmenin 1 nci maddesine göre; “Bir vasiyet tasarrufu şekil yönünden aşağıdaki şartlarla geçerlidir;


a) vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı yer iç hukukuna uygunsa, veya
b) vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı anda veya ölümü anında vatandaşı bulunduğu Devletin iç hukukuna uygunsa, veya
c)vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı veya ölümü anında ikametgahının bulunduğu yer iç hukukuna uygunsa, veya
d) vasiyetçinin vasiyet tasarrufunu yaptığı veya ölümü anında mutat meskeninin bulunduğu yer iç hukukuna uygunsa,veya
e) taşınmazlar söz konusu olduğu takdirde, bu malların bulundukları yer iç hukukuna uygunsa.” vasiyetnamenin geçerli olacağı belirtilmiştir….” 3. HD. 22.12.2020 T. E: 398, K: 8049https://app.e-uyar.com/karar/index/892a7780-9741-45f7-ac42-b5b83e9c6cee


Yabancı mahkemeler tarafından açılarak okunan vasiyetnamenin Türkiye’de geçerlik kazanabilmesi için bu mahkeme kararının Türk mahkemeleri tarafından da tanınması gerekir. 

“….yabancı ülkede düzenlenen vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için öncelikle vasiyetnamenin usulüne uygun olarak açılıp okunması ve Türk Mahkemesi tarafından tanınması gerekir. 

Dosyaya sunulan Türkçe tercüme karar örneğinden; davacı W. D.' nin 01.09.2011 tarihinde öldüğü, ölmeden önce 17.05.2010 tarihinde İngiltere'de düzenlemiş olduğu vasiyetname gereğince tüm malvarlığının yarısını A. N. M.'a, diğer yarısını ise T. H., R.S.P.C.A ve A. H.'a eşit paylarla bıraktığı, vasiyetnamenin, ölümden sonra İngiltere (In The Hıgh Court Of Justice The district Probate Registry At Winchester) mahkeme hâkimi tarafından okunup 13.02.2012 tarihinde onaylandığı anlaşılmaktadır.

Şu durumda,yabancı mahkeme kararının, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin olduğu konusunda bir şüphe bulunmamaktadır. 

Ancak,yabancı mahkeme kararları, Türk Mahkemeleri tarafından tanınmasına veya tenfizine (icra kabiliyeti bulunduğunun tasdikine) karar verilmedikçe hukuki sonuç doğurmazlar.

Bu durumda, vasiyetnamenin usûlüne uygun olarak tanınması gerekir.

Hâl böyle olunca,usul ekonomisi bakımından eksik hususun ikmali için dava açmak üzere davacı vasiyet alacaklılarına süre verilerek, sonucuna göre karar vermek gerekirken…”1. HD. 21.12.2015 T. E: 2014/10991, K: 14822https://app.e-uyar.com/karar/index/d26ddb78-6bee-472a-a11a-a9991fa3d2bc


Möhuk madde 50/1 uyarınca 

(1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.


Vasiyet alacaklısı tanıma ve tenfiz için açacağı dava dilekçesine  

a) vasiyet alacaklısı ile , karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri. b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti. c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğunu belirterek . Dilekçesine  Möhuk madde 53 gereği  aşağıdaki belgeleri ekler: a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi. 


Yabancı mahkeme tarafından açılıp okunan ve kesinleşen kararının Lahey konvansiyonuna dahil devletler tarafından verilen bir karar olması durumunda ayrıca apostil damgası içermesi gerekir ancak türkiye ile resmi vasiyetnamenin düzenlendiği ülke arasında apostil zorunluluğu kaldırılmış ise buna gerek yoktur.Yabancı ülkede düzenlenen vasiyetnamenin doğrudan doğruya Türk mahkemelerinde açılıp  okunması istenebilir. Bu vasiyetnamenin Türkiye’de sonuç doğrabilmesi için Türk konsolosluğu tarafından onaylanmış olması veya apostil zorunluluğu  kaldırılmamışsa Apostil şerhini içermesi gerekir buna karşılık vasiyetname yabancı ülke Mahkemesi’nde açılmış ise vasiyetname açılmasına ilişkin mahkeme kararının Türk mahkemesinde tanınmasını talep edilmelidir.(Prof.Dr.Süleyman Yılmaz Yetkin yayınları miras hukuku davaları sy220)


Möhuk Madde 54 uyarınca  

(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir: 

a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması. 

b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.

 c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

 ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.


GÖREVLİ MAHKEME 

Asliye Hukuk Mahkemesidir.


YETKİLİ MAHKEME

Miras bırakanın Türkiyede’ki son yerleşim yeri mahkemesi. Miras bırakanın Türkiye’de yerleşim yeri yok ise Türkiye’de nüfusa kayıtlı olduğu yer. Miras bırakanın Türkiye’de nüfusa kayıtlı olduğu yer yok ise terekeye  dahil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür.


DAVACILAR 

Davacı vasiyet alacaklısıdır.


DAVALILAR

Vasiyeti yerine götürme görevlisi var ise dava vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Ancak vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmamış ise bu takdirde tüm mirasçılar davalı olarak gösterilmek zorundadır