Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Terekenin mevcudunun tespiti ve korunması davası TMK m. 589 , TMK m. 590’da ve Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve…

Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Terekenin mevcudunun tespiti ve korunması davası TMK m. 589 , TMK m. 590’da ve Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve…

Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Terekenin mevcudunun tespiti ve korunması davası TMK m. 589 , TMK m. 590’da ve Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve…

Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Terekenin mevcudunun tespiti ve korunması davası TMK m. 589 , TMK m. 590’da ve Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve… Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Terekenin mevcudunun tespiti ve korunması davası TMK m. 589 , TMK m. 590’da ve Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve…
Koçak Hukuk

Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası

10.10.2023
Koçak Hukuk | Terekenin Mevcudunun Tespiti ve Korunması Davası

Terekenin mevcudunun tespiti ve korunması davası TMK m. 589 , TMK m. 590’da ve Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzük m. 40 ve m. 44 arasında düzenlenmiştir.


TMK Madde 589- Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hâkimin re'sen karar verdiği hâllerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hâkimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hâkimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hâkimine gönderir.


TMK Madde 590- Aşağıdaki sebeplerden birinin gerçekleşmesi hâlinde sulh hâkimi terekenin defterinin tutulmasına karar verir: 1. Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış olan veya alınması gereken kimse varsa, 2. Mirasçılardan biri uzun süreden beri bulunamıyorsa ve temsilcisi de yoksa, 3. Mirasçılardan veya ilgililerden biri, ölüm tarihinden başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa, Defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır.


Davayı açabilecek kişiler mirasçılar olup  yalnızca mirasçılar değil alacaklılar da koruma tedbirlerinin alınmasını talep edebilirler.


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2995 E. 2016/9646 K. Sayılı  emsal karar gereğince  “Davacının muristen kredi borcu nedeniyle alacaklı olduğundan terekenin tespiti ve korunması için defterinin tutulmasını istemesinde hukuki yararı vardır.” şeklinde karar verilmiştir.


Tespit talep edildiğinde mahkeme tarafından resmî kurumlardan mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmelidir.


Ölüm anı itibariyle terekedeki mal ve hakların tespit edilmesi:


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/527 E. 2018/5514 K. Sayılı  emsal karar gereğince “resmi kurumlardan mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya mirasbırakana borcu olan mirasçıların mirasbırakanın mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33. maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekir.” şeklinde karar verilmiştir.


Bir aylık süre aşılmış olsa dahi koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebilir:


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/5141 E. 2017/1918 K. Sayılı  emsal karar gereğince “Türk Medeni Kanununun 619'ncu maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir.


Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.


Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 590/3. maddesindeki bir aylık süre, mirasçılar veya diğer ilgililer bakımından "hak düşürücü" bir süre olmayıp, aynı maddenin son fıkrasında yer alan "defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır" hükmü de dikkate alındığında, hakime yönelik bir ay içinde kendisine yapılacak başvuruları kabul etme zorunluğunu getiren bir düzenlemedir.


Yasanın 590/3. maddesindeki bir aylık süre aşılmış olsa dahi, koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebilir.” şeklinde karar verilmiştir.


Koruma Tedbirlerinde Yetkili Mahkeme:


Terekenin korunması ile ilgili önlemleri mirasbırakanın son ikametgahı mahkemesi Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi alır. Talep edilen yer ile yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi farklı ise kendisinden talep edilen Sulh Hakimi ret kararı vermek yerine dosyayı evrakları ile birlikte yetkili gördüğü Sulh Hakimine gönderir.


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10439 E. 2016/9560 K. Sayılı  emsal karar gereğince “Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. (TMK m. 589) Tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemler süreye bağlı olmadan sulh hakimi tarafından istem üzerine alınabileceği gibi re'sen de alınabilir. Terekenin tespiti ve korunması ile ilgili önlemler alındıktan sonra terekeden el çekilmesine karar verilir. Miras bırakan yerleşim yerinde ölmüş ise yerleşim yeri mahkemesi tereke malların korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Miras bırakan yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise o yerin sulh hukuk mahkemesi miras bırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alır. Bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi de miras bırakanın yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine gönderir. Önlem (tedbir) alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucu da doğurur.” şeklinde karar verilmiştir.


Davacıların muristen intikal eden malların tespiti ve idaresi için terekeye temsilci atanması talepleri:


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2985 E. 2016/554 K. Sayılı  emsal karar gereğince “Tereke mallarını korunması ve hak sahibine geçmesini sağlamak üzere hakim gerekli önlemleri alır, bu amaçla talep üzerine terekeye temsilci atanabilir. Mahkemece, davacıların muristen intikal eden malların tespiti ve idaresi için terekeye temsilci atanmasını talep ettikleri göz önüne alınarak terekeye temsilci atanması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.


Terekenin tedbiren tespitinin süreye tabii olmaması:


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/18886 E. 2010/21144 K. Sayılı  emsal karar gereğince “Türk Medeni Kanunu'nun 589. maddesi, mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hakiminin istemi üzerine veya kendiliğinden tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alacağını, gerekli giderlerin ileride terekeden alınmak üzere başvuran kişiden, önlem alınmasına hakimin kendiliğinden karar verildiği hallerde ise devlet tarafından karşılanacağını, mirasbırakanın yerleşim yerinden başka bir yerde ölmesi halinde de o yerin Sulh Hakiminin, ölümü yerleşim yeri Sulh Hakimine gecikmeksizin bildirip, miras bırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli tedbirleri almak zorunda olduğunu hükme bağlamıştır. Bu tedbirlerin terekede bulunan mal ve hakların yazımı, mühürlenmesi, resmen yönetilmesi, vasiyetnamenin açılması gibi işlemler olduğu da madde de açıklanmıştır (TMK.md.589/2). Terekenin tedbiren tespiti talebi bir süreye tabi olmadan her zaman istenebilir.” şeklinde karar verilmiştir.


Görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup görev kamu düzenine ilişkin olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir.


Mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi re’sen tereke defterinin tutulmasını ve gerekli koruma önlemlerini almaya karar vermekle yükümlüdür.


Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2006/13518 E. 2017/4622 K sayılı emsal kararı gereğince “ Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mal¬larının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilme¬sine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. (TMK. md. 589/1-2)


Türk Medeni Kanunu'nun 590. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçek¬leşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defteri¬nin tutulmasına karar verir. (TMK. md. 590, Velayet, Vesayet ve Miras Hükümleri¬nin Uygulanmasına İlişkin 2003/5960 Sayılı Tüzük md. 33/1)


Dosyaya sunulan Korgan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/94 - 97 sayılı kara¬rına göre mirasçılardan Dursun ve Sezayi'nin vesayet altında oldukları anlaşılmak¬tadır. Bu hal, terekenin yazımı (defterinin tutulması) için yasal bir sebeptir. (TMK. md. 590/1) O halde; menkul malların tespiti ile defterinin tutulması, yazımı yapılan tereke mallarından gerekenlerinin Türk Medeni Kanununun 591. maddesine göre mühürlenerek koruma altına alınması, mühürlenmeyen mallar için de uygun koru¬ma önlemlerinin alınması; mühürleme yapılırken mirasbırakanla birlikte oturanların ihtiyaçları için gerekil eşyanın bir tutanakla tespit edilip güvenilir kişi olarak kendi¬lerine bırakılması gerektirmektedir.” şeklinde karar verilmiştir.


Terekeye temsilci tayinine ilişkin davada davalılara husumet yöneltilerek duruşmaya çağırılması gerekmektedir.


Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzükte terekenin resmi defterinin nasıl tutulacağı hususu yazılmıştır.


Resmi defter tutma istemi Madde 40- Mirası reddetmeye hakkı olan mirasçılar, miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimine Türk Medeni Kanununun 606 ncı maddesinde öngörülen sürelerin işlemeye başladığı tarihten itibaren bir ay içinde yapacakları sözlü veya yazılı beyanla terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilirler. Sözlü beyan tutanağa geçirilerek, beyanda bulunana imza ettirilir. Terekenin resmi defterinin tutulması başvurusu üzerine istem esas defterine kaydedilerek bir dosya açılır.


İlan yoluyla çağrı Madde 41- Terekenin resmi defteri tutulmaya başlanınca hakim; ilanın nerede ve ne şekilde yapılacağını belirlemek suretiyle miras bırakanın alacaklı ve borçlularını, gösterdiği süre içinde, alacaklarını ve borçlarını bildirmeleri için bir ay arayla iki defa yapılacak ilan yoluyla çağırır. Hakimin göstereceği bildirim süresinin ikinci ilandan başlayarak en az bir ay olması gerekir. İlanda; 1- Miras bırakanın adı, soyadı; meslek ve sanatı, yerleşim yeri gösterilir. 2- Miras bırakanın kefalet sebebiyle alacaklı ve borçlu olanları da dahil bütün alacaklıları ve borçlularının, gösterilen süre içinde varsa belgeleriyle birlikte alacak ve borçlarını bildirmeleri gerektiği, verecekleri evrak ve belgeler karşılığında makbuz isteyebilecekleri belirtilir. 3- Alacaklılar, süresi içinde alacaklarını bildirmemelerinin Türk Medeni Kanununun 629 uncu maddesinde öngörülen sonuçları yönünden uyarılır.


Resmi defter tutulması Madde 42- Terekenin resmi defteri hakimin gözetimi altında bu işle görevlendirilecek katibe tutturulur. Tutulacak resmi defterde miras bırakanın taşınır ve taşınmazları ile alacak ve borçları gösterilir. Resmi kayıtlardan veya miras bırakanın belgelerinden varlığı anlaşılan alacaklar, borçlar ve mevcutlar aynen yazılır. Resmi deftere geçirilenler alacaklılara ve borçlulara bildirilir. Taşınırlar sıra numarası altında cinsi, türü, adedi ve takdir edilen değeri gösterilmek ve her malın nerede bulunduğu belirtilmek suretiyle resmi deftere kaydedilir. Koleksiyon halindeki eşya bir kalemde ve aynı numara altında gösterilir. Aynı türden veya birbirine benzer eşya mümkün olduğu takdirde birlikte tasnif olunur. Taşınmazlar ile varsa bu taşınmazları kısıtlayan ayni haklar tapu kayıtlarıyla beraber yazılır. Taşınmazlar, adi veya hasılat kirası suretiyle kiraya veya işletmeye verilmiş ise kiracıların kimlikleri ve yerleşim yerleri ile sözleşmenin süresi ve kira bedeli gösterilir. 3647 Bir mal üçüncü kişinin elinde bulunup da istihkak iddiası ileri sürülmüşse, bunların isimleri ve iddianın ilişkin bulunduğu malın sıra numarası ve belge ibraz edilmişse mahiyeti, tarihi ve numarası gösterilir. İlan üzerine başvuran alacaklı ve borçluların alacak ve borçları bu deftere kayıt edilir. İbraz edilen belgeler, hakimin belirleyeceği güvenilir bir yerde saklanır. İlgilisinin isteği üzerine, belgelerin onaylı birer örneği masrafları kendilerinden alınmak suretiyle verilir. Resmi defter tutma giderleri terekeden ödenir. Giderler terekeden karşılanamazsa defter tutulmasını istemiş olan mirasçılardan alınır.


Resmi defter tutma süresince yapılacak zorunlu işler Madde 43- Resmi defter tutma süresince, yapılmaması terekenin zararına sebep olacak acele tamirat, ekilenleri çapalamak, olgunlaşmış ürünü toplamak ve muhafaza etmek, muhafazası halinde değerinde azalma meydana gelecek malları satmak gibi zorunlu yönetim işleri yapılabilir.


Resmi defter tutmanın sona ermesi Madde 44- Alacak ve borçların bildirilmesi için ilanda belirtilen sürenin dolmasıyla resmi defterin tutulması sona erer. Resmi defter tutma işlemi sona erince, defterin her sayfası mühürlenerek hakim ve bu işle görevlendirilen katip tarafından imzalanır. Resmi defter bir aydan az olmamak üzere hakim tarafından belirlenen süre içinde ilgililerin incelemeleri için açık bulundurulur. Resmi defter tutulmasının sonuçları hakkında Türk Medeni Kanununun 626-630 uncu maddeleri hükümleri uygulanır.


Mühürleme ve terekenin resmen yönetilmesi TMK m.591 m. 592 ve m.593 maddeleri uyarınca yapılır.


Madde 591- Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler mühürlenir. Mühürlenmeyen mallar için uygun koruma önlemi alınır. Mühür altına alma yazımdan önce de yapılabilir. Tereke mühürlenirken mirasbırakanla birlikte oturanların ihtiyaçları için gerekli eşya bir tutanakla tespit edilip güvenilir kişi olarak kendilerine bırakılır; taşınmazların onların oturmaları için zorunlu olan bölümleri, mühürlemenin dışında tutulur. Alacaklıların istemi üzerine yapılan mühürleme, güvence altına alınan miktarla sınırlıdır. Alacaklıya güvence gösterildiği takdirde mühürleme yapılmaz, yapılmışsa kaldırılır.


Madde 592- Aşağıdaki hâllerde sulh hâkimi re'sen mirasın resmen yönetilmesine karar verir: 1. Mirasçılardan birinin uzun süreden beri bulunamaması ve temsilci de bırakmaması hâlinde menfaati gerektiriyorsa, 2. Mirasta hak sahibi olduğunu ileri sürenlerden hiçbiri mirasçılık sıfatını yeterince ispatlayamazsa veya bir mirasçı bulunup bulunmadığı şüpheli olursa, 3. Mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, 4. Kanunda özel olarak öngörülmüşse. Mirasbırakan terekenin tamamı üzerinde yetkili olmak üzere vasiyeti yerine getirme görevlisi atamış ise, önemli bir engel bulunmadıkça terekenin yönetimi ona verilir. Mirasbırakan velâyet veya vesayet altında idiyse; veli veya vasi bir sakınca olmadıkça terekenin yönetimiyle görevlendirilir. Sulh hâkimi, terekeyi yönetmekle görevlendirilen kimseye, istemi hâlinde terekeden karşılanmak üzere uygun bir ücret ödenmesine karar verir.


Madde 593- Terekeyi resmen yöneten sulh hâkimi veya onun yönetimle görevlendirdiği kimse, resmen yönetme sebeplerinin ortadan kalkmasına ya da paylaştırmaya kadar, terekeyi hak sahiplerinin haklarının kaybına meydan vermeyecek biçimde iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek ve özellikle aşağıda yazılı işleri görmekle yükümlüdür: 1. Henüz yapılmamışsa, terekenin yazımı, 2. Gereken koruma önlemlerinin alınması, 3. Mirasçıların menfaatlerine veya iyi bir yönetimin gereklerine uygun düştüğü takdirde terekedeki malların satılması, 4. Mirasbırakanın alacaklarının tahsili ve borçlarının ödenmesi, 5. Mirasçıların yasal haklarını zedelemediği anlaşılan vasiyetlerin, sulh hâkiminin izni ve asliye hâkiminin onayı ile yerine getirilmesi, 6. Terekeye ait paraların faiz getirmek üzere Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen bir bankaya yatırılması veya bu paralarla Devlet tahvili alınması ve yeterli güvencesi bulunmayan yatırımların güvenceli yatırımlara dönüştürülmesi,34 7. Terekede ticarethane, imalâthane veya başka bir işletme varsa, bunların olduğu gibi sürdürülmesi; sürdürmede yarar yoksa, tasfiyesi için gerekli önlemlerin alınması. Tereke yöneticisi, görevine giren hususlarda miras ortaklığının temsilcisi olup, ortaklık aleyhine açılan davalarda ve yapılan icra takiplerinde ortaklığı temsil eder ve gereken hâllerde ortaklık adına dava açmaya, icra takibinde bulunmaya, davadan feragate, kabule, sulh olmaya ve tahkime yetkilidir; davaları ve takipleri mirasçılara ihbar eder. Terekenin resmen yönetilmesinde, sulh hâkimi ile yöneticinin işlemleri konusunda, niteliklerine uygun olduğu ölçüde, vesayete ilişkin hükümler uygulanır.