Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava Mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk kanundan doğan müteselsil sorumluluktur. Mirasçılar mirası kabul ettikleri taktirde, arttık miras kalan mal veya paranın borcu karşılamadığı defisinde bulunamazlar.

Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava Mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk kanundan doğan müteselsil sorumluluktur. Mirasçılar mirası kabul ettikleri taktirde, arttık miras kalan mal veya paranın borcu karşılamadığı defisinde bulunamazlar.

Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava Mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk kanundan doğan müteselsil sorumluluktur. Mirasçılar mirası kabul ettikleri taktirde, arttık miras kalan mal veya paranın borcu karşılamadığı defisinde bulunamazlar.

Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava Mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk kanundan doğan müteselsil sorumluluktur. Mirasçılar mirası kabul ettikleri taktirde, arttık miras kalan mal veya paranın borcu karşılamadığı defisinde bulunamazlar. Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava Mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk kanundan doğan müteselsil sorumluluktur. Mirasçılar mirası kabul ettikleri taktirde, arttık miras kalan mal veya paranın borcu karşılamadığı defisinde bulunamazlar.
Koçak Hukuk

Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava

09.10.2024
Koçak Hukuk | Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava

Mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu sorumluluk kanundan doğan müteselsil sorumluluktur. Mirasçılar mirası kabul ettikleri taktirde, arttık miras kalan mal veya paranın borcu karşılamadığı defisinde bulunamazlar. Bu durumda yapabilecekleri tek şey diğer bölümlerde açıklanan mirasın borca batık olduğunun hükmen tespitinin davasını açmaktır. Alacaklı mirası kabul etmiş mirasçılardan herhangi birisiden alacağın tamamını isteyebileceği gibi tüm mirasçılardan da isteyebilir. Mirasçılar alacaklıya karşı, “neden diğerinden istemedin de benden istedin diye” bir savunmada bulunamazlar.


Yine mirasçılar borcun yalnızca kendisine kalan kısmını, yani miras payı oranında ödemek istediklerini ileri süremezler. Borcun tamamından sorumludurlar. Mirasçılara alacaklıya karşı borcun tamamını ilgilendiren defileri, örneğin senedin imzalandığı esnada miras bırakanın temyiz kudretinin yoksunluğu gibi, defileri ileri sürebilecekleri gibi. Şahsi defileri de ileri sürebileceklerdir. Ancak bir mirasçı diğer diğer mirasçının şahsi defi hakkını ileri süremez. Yine alacaklının mirasçılardan birini ibra etmesi, diğer mirasçıları borçtan kurtarmaz. Ancak ibra sözleşmesinden tüm mirasçıları da ibra ettiği anlaşılabiliyorsa yahut açıkça yazılmış ise o taktirde ibra sözleşmesinden tüm mirasçılara yararlanabilir. Borcun tamamını ödeyen mirasçı, miras payı oranında diğer mirasçılardan rücu davasıyla kendi payı haricinde kalan kısmı isteyebilir. Anacak rücu söz konusu olduğu taktirde mirasçıların kendi arasındaki rücu davasında; müteselsil sorumluluk değil, her mirasçı kendi miras payı oranında sorumludur.


Y. 4. HD, T: 24.02.2004, E: 2003/11479, K: 2004/2091:

“… Davacı; davalıların murisi olan Murat’ın yalan beyanları nedeniyle kendisinin Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp beraat ettiğini, daha sonra kendisinin şikayeti üzerine Murat’ın iftira suçundan yargılanıp mahkum olduğunu ve bu kararın kesinleştiğini, bu iftira eyleminden dolayı kişilik haklarının zarar gördüğünü ancak bu arada Murat’ın ölmüş olması nedeniyle mirasçıları olan davalılar aleyhine dava açmak durumunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.


… Mirasçılar murisin borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumludur. Bunun sonucu olarak da alacaklı mirasçılardan birine, bir kısmına veya tamamına karşı dava açabilir. Eldeki davanın niteliği itibariyle mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı değil, ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle de her bir davalı (mirasçı) hakkındaki dava diğerinden bağımsız olduğundan davalılar ayrı ayrı iddia ve savunmada bulunabilirler. Somut olayda da, davalılardan bir kısmı zamanaşımı definde bulunmuşlardır. Zamanaşımı defi borcun aslını ortadan kaldırmayan ancak bu hakkın ileri sürülmesine engel olan kişisel bir defidir, ihtiyari dava arkadaşlarının hepsi için ortak olan bir defi (örneğin zamanaşımı def’i) sadece bunu ileri sürmüş olan davalı taraf bakımından hüküm ifade eder. Şu haliyle açılan davada davalılardan sadece üçü zamanaşımı def’inde bulunduğu halde tüm davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerinde değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. …”(www.ilhanhelvacidersleri.com/turk-medeni-kanunu/turk-medeni-kanunu-madde-641)


Görevli ve Yetkili Mahkeme

Görevli Mahkeme: Tereke borçlarından dolayı mirasçılara karşı açılacak olan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Ayrıca dava açmak yerine icra müdürlükleri nezdinde doğrudan doğruya icra takibi de yapılabilir. (Yılmaz (2024), Miras Hukuku Davaları, Ankara-Yetkin Yayınları: s 403)

Yetkili mahkeme: Davalının bulunduğu yer mahkemesidir. Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.  HMK m.6  Ve m.7 hükümleri uygulanır.


Davanın Tarafları

Davacılar: Bu davada terekeden/miras bırakandan alacaklı olan kişi veya kişiler tarafından açılabilir. (Yılmaz (2024), Miras Hukuku Davaları, Ankara-Yetkin Yayınları: s 404)

Davalılar: Tereke borçlarından dolayı mirasçılar müteselsilen sorumlu olduklarından dolayı (TMK m.641/1) dava, mirasçılardan birine karşı açılabileceği gibi birkaçına veya hepsine birlikte de açılabilir. Konusu para alacağı olan davalarda mirasçılar arasında ihtiyari (zorunlu olmayan) dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Ancak terekeye karşı açılacak davanın konusu paradan başka bir şey ise; o durumda davanın bütün mirasçılara yöneltilmesi gerekir. Bu halde mirasçılara bakımından zorunlu dava arkadaşlığı vardır. (Yılmaz (2024), Miras Hukuku Davaları, Ankara-Yetkin Yayınları: s 404)


Y. GK. T:26.05.2022, E:2019/719, K:2022/752

“…... Miras ortaklığı devam ederken terekeye ilişkin olarak mirasçılara karşı açılacak olan davalarda davanın tüm mirasçılara karşı açılmasının gerekip gerekmediği davanın konusuna göre değişmektedir. TMK’nın 641/1. maddesi hükmüne göre mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu hüküm gereğince terekeye ilişkin olarak mirasçılara karşı açılacak olan para alacağı davalarında davacı istediği mirasçıya karşı dava açabilir veya takip yapabilir. Bu durumda mirasçılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olur (Kuru Baki/Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2007, s. 242).


16. Terekeye ilişkin olarak mirasçılara karşı açılacak olan davanın konusu paradan başka bir şey ise, bu durumda davanın tüm mirasçılara karşı açılması gerekir. Bunun nedeni ise, TMK’nın 640. maddesi uyarınca, miras ortaklığında mirasçıların terekedeki mal ve haklar üzerinde elbirliği hâlinde hak sahibi olmaları ve tereke üzerinde ancak hep birlikte tasarruf edebilmeleridir.”