Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİ’Nİ İHLAL SUÇUBu suç Türk Ceza Kanunun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 132. Madde uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini…

Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİ’Nİ İHLAL SUÇUBu suç Türk Ceza Kanunun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 132. Madde uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini…

Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİ’Nİ İHLAL SUÇUBu suç Türk Ceza Kanunun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 132. Madde uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini…

Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİ’Nİ İHLAL SUÇUBu suç Türk Ceza Kanunun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 132. Madde uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini… Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu? | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİ’Nİ İHLAL SUÇUBu suç Türk Ceza Kanunun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 132. Madde uyarınca(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini…
Koçak Hukuk

Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu?

04.01.2021
Koçak Hukuk | Telefon Görüşmelerini Smsleri yada Whatsapp Mesajlarını Haklı Bir Sebeple Yayınlamak Suç mu?

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİ’Nİ İHLAL SUÇU


Bu suç Türk Ceza Kanunun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 132. Madde uyarınca

(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.   İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.


‘Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin öğrenilmesiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin ne suretle yapıldığının suçun oluşumu açısından önemi yoktur. Bu haberleşme, örneğin mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta yoluyla yapılabilir. Bu suç açısından önemli olan, haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmasıdır. Söz konusu suçu, bu haberleşmenin tarafı olmayan kişi işleyebilir. Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlal edilmesi, bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak, bu gizlilik ihlalinin, haberleşme içeriklerinin yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Örneğin telefon konuşmalarının ses kayıt cihazıyla kayda alınması halinde, suçun bu nitelikli hali gerçekleşmektedir. Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin belli bir suça ilişkin soruşturma kapsamında Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu muhakkaktır. Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Haberleşme içerikleri hukuka uygun bir şekilde veya birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle öğrenilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, haberleşme içeriklerinin ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Fıkra metninde bu ifşanın hukuka aykırı olması açıkça vurgulanmıştır. Bu bakımdan örneğin kişiler arasındaki telefon konuşmalarına ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada açık bir şekilde dinlenmesi veya okunması halinde, söz konusu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, henüz soruşturma aşamasında iken, kişiler arasındaki konuşma içeriklerinin, hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış olsalar bile, örneğin televizyonlarda veya gazetelerde yayınlanması halinde, bu suç oluşacaktır.


Maddenin üçüncü fıkrasında, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa etmek suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal etmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, ifşanın alenen yapılması gerekir. Bu bakımdan, örneğin kişi kendisine gönderilen mektubu gönderenin bilgisi ve rızası dışında bir başkasına okutması halinde, bu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, mektubun gönderenin bilgisi ve rızası dışında alenen okunması, başkaları tarafından okunmasını temin için bir yere asılması veya basın ve yayın yolu ile yayınlanması halinde, söz konusu suç oluşacaktır.


Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi emsal bir kararında ‘sanığın, emri altında çalışan kardeşine disiplin cezası vermesi nedeniyle kendisini telefonla arayarak hakaret ve tehdit eden katılanla olan konuşmasını kayda aldığı ve telefonun hoparlörünü açarak odasında bulunanlara dinlettiği, sonrasında konuşmaya ilişkin seslerin bulunduğu CD'yi Cumhuriyet Başsavcılığına vererek şikayetçi olduğu olayda; sanığın başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken kendisine yönelik hakaret ve tehdit içeren görüşmeyi kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu halde, hukuka aykırı hareketettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği, ….anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ile haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği,’ ne karar vermiştir.Esas : 2013/30383Karar : 2014/14161Tarih : 09.06.2014 Yargıtay


‘Sanığın, yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan Selvi ile yaptığı özel bir telefon konuşmasını kaydederek, rıza olmaksızın katılan Selvi'nin eşi katılan Murat'a göndermek suretiyle ifşa ettiği olayda;sanığın, tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın açıklaması nedeniyle,eylemin TCK'nın 132/3. maddesine uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu’ na T.C. Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi E:2014/1714 K: 2014/18859 T: 29.09.2014


‘Sanığın, bir daha delil elde etme olanağının bulunmadığı bir durumda iken, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, katılan hakkında C.Başsavcılığına yapacağı şikayete ve boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla hareket ederek gizlice kayıt yapıp, bu ses kayıtlarını içerir CD'yi, adli makamlara delil olarak sunduğu, somut olayda, sanığın, hukuka uygun davrandığının kabul edilemeyeceği cihetle, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu’ na T.C. Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi Esas : 2014/11623 Karar : 2015/20 Tarih : 12.01.2015


Sanık ile müşteki eşi arasında devam eden şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası bulunduğu, sanık ile müşteki eşi arasında geçen olaylar nedeniyle, sanığın, müşteki ile telefon görüşmesi yaptığı sırada, müştekinin kendisine yönelik kasten yaralama ve tehdit eylemi nedeniyle, bu telefon görüşmesini rıza olmaksızın kayda alarak bilahare CD'ye aktarıp boşanma davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda, Sanığın, haberleşme içeriğini kaydedip, bu kaydı içeren CD'yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK'nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğiniihlal ve TCK'nın 132/3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik’ görülmediğine


Sanıklar hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı TCK'nın 136/1.maddesinin uygulanmasının talep edildiği iddianamede, sanıkların, katılan ile katılanın arkadaşının facebook hesaplarından birbirlerine gönderdikleri mesajları ele geçirip, kendi lehlerine yaydıklarışeklinde tarif edilen eylemlerinin, TCK'nın 132/1 ve TCK'nın 132/2. madde ve fıkralarındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, katılan tarafından bilgisayarın açık halde unutulması nedeniyle tesadüfen katılana ait facebook mesajlarını gören sanıkGülşah'ın, katılanın, kendisine, annesine, personel amiri olan diğer sanık Bülent'e ve bir başka işyeri arkadaşına karşı haksız bir saldırıda bulunduğu düşüncesine kapılmasının ardından ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilleri muhafazaetme ve sanık Bülent'in de iş akdinin haklı nedenle fesh edildiğini ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettikleri bilinciyle davrandıkları kabul edilemeyeceğinden, sanıklara yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanıkların CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATLERİNE karar verilmesi’ Gerektiğine T.C. Yargıtay Onikinci Ceza Dairesi Esas : 2015/12942 Karar : 2017/874 Tarih : 08.02.2017


‘Somut olayda, katılanın, suç tarihinden yaklaşık bir yıl sonra sanık dışında başka kişilerle yaptığı konuşmada suça konu olaydan bahsederek dosyada mevcut tehdit içeren ses kaydını alması karşısında,ses kayıtlarını başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde mi yoksa bir planlamadahilinde mi kayda aldığı tartışıldıktan sonra ses kaydının hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi’ gerektiğine T.C. Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi Esas : 2015/25539karar : 2020/916 Tarih : 15.01.2020 ‘Sanığın eve yerleştirdiği ses kayıt cihazı ile kendisi aldattığından şüphelendiği eşi katılanın telefon konuşmasını kaydettiği ve katılanı konuştuğu kişi olan tanıkla yüzleştirdiği sırada katılanın kendisini aldatmasından duyduğu öfke ile katılana hakaret ettiği iddia edilen olayda; katılanın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılan aleyhine açtığı boşanma davasındaki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı ve katılanın kendisini aldatmasına tepki olarak atılı hakaret suçunu işlediği gözetildiğinde yerel mahkemenin beraate ve ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik’ görülmediği’ne T.C.YARGITAYONİKİNCİ CEZA DAİRESİ Esas : 2018/8131 Karar: 2019/4463 Tarih : 03.04.2019


‘Sanığın, boşanma aşamasında olduğu eşi katılanın facebook adresine girip katılanın mesajlaşma içeriklerini alarak aralarında devam eden boşanma davasına delil olarak sunduğu iddia ve kabul edilen olayda Katılanın tarafı olduğu mesajlaşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışlarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetildiğinde atılı suçların yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi’ gerektiğine T.C.YARGITAY ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ Esas : 2017/6312 Karar : 2018/3603  Tarih : 28.03.2018


‘Sanığın katılan ...'a gönderdiği telefon içerisine casus program yüklemek suretiyle katılan ...'in telefon konuşmalarını kaydettiği ….. sanığın katılanların telefon konuşmalarını kaydetmesi eyleminin TCK'nın 132/1 maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu’ T.C.YARGITAY ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ Esas : 2017/339Karar : 2018/530 Tarih : 17.01.2018


‘Sanığın, haberleşme içeriğini kaydedip, bu kaydı içeren CD'yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK'nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve TCK'nın 132/3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi ‘gerektiğine T.C. Yargıtay 12 Ceza Dairesi Esas: 2014/13474 Karar: 2015/3 Tarih : 12.01.2015


‘Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde (zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi), okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 132/1-1. cümlesinde; anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak (örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD'ye aktarılması gibi işlemlerle) sabitlenmesi eyleminin aynı Kanunun 132/1-2. cümlesinde; başkalarının haberleşme içeriklerinin, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin aynı Kanunun 132/2; kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa etmesi eyleminin aynı Kanunun 132/3. maddelerinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği’ ne karar vermiştir.T.C. YARGITAY ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ Esas : 2012/17817 Karar: 2013/17887 Tarih : 01.07.2013