Tehdit Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu…
Tehdit Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu…
Tehdit Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu…
Tehdit Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu… Tehdit Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu…-
BLOG
BLOG
- TÜM BLOG YAZILARI
Tehdit Suçu
20.06.2019Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır.
Fakat, Türk ceza kanunun 106 maddesiyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir. Tehdit hâlinde, gerçekleşmesi failin isteğinin yerine getirilmemesi kaydına bağlı bir saldırı, kötülük mağdura bildirilmektedir.
Tehdidin konusunu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir fiilin işleneceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın gerçekleştirileceğinin bildirilmesi oluşturmaktadır. Tehdidin özelliği, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasıdır. Tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, gerçekten veya en azından görünüş itibarıyla failin takdirine bağlıdır. Fakat bu, kötülüğün mutlaka tehdit eden tarafından gerçekleştirileceği anlamına gelmez; bir üçüncü kişi vasıtasıyla bu kötülüğün gerçekleştirileceğinin bildirilmesi ile de, tehditte bulunulabilir.
Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, önemli değildir. Tehdidin objektif olarak ciddî bir mahiyet arzetmesi gerekir. Yani, istenilenin yerine getirilmemesi hâlinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır. Sarfedilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddî şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir. Erişkin bir kişide korku ve endişe yaratmayacak davranış ve sözler bir çocuk için ciddi korku kaynağı olabilir.
Objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden tehdidin somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart değildir. Kişi, fail, objektif olarak ciddî bir mahiyet arz eden söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemiş olmasına rağmen; mağdur, bu söz ve davranışları ciddiye almamış olabilir. Bu durumda tehdit yine gerçekleşmiştir.
Tehdidin gerçekleşip gerçekleşmemesi, muhatabı üzerinde etkili olup olmamasına bağlı değildir.
Failin de kendisinin tehdit konusu zararı gerçekleştirebilecek imkân ve iktidara sahip olduğu kanaatini karşı tarafta uyandırdığını bilmesi gerekir. Mağdurda bu kanaat uyandırıldıktan sonra, failin tehdit konusu zararı gerçekleştirebilecek imkan ve iktidara gerçekte sahip olmamasının bir önemi yoktur. Mağdur tehdit konusu zararın oluşabileceğine ; ciddî olduğuna, hile kullanılmak suretiyle inandırılmış olabilir. Fakat, batıl inançlara dayanılarak bir kötülüğe maruz bırakılabileceği beyanıyla, bir kimse tehdit edilmiş olmaz.
Tehdit konusu kötülük, mağdura değil de, bir üçüncü şahsa yönelik olabilir. Ancak, bu durumda mağdur ile üçüncü kişi arasında belli bir akrabalık, yakınlık ilişkisi mevcut olmalıdır.
Tehdit hâlinde kişi, tehdit konusu zararın ileride oluşacağı beyanıyla korkutularak, belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır, mecbur edilmektedir.
Tehdit suçu T.CK.106.maddesinde düzenlenmiştir:
Maddenin birinci fıkrasında yapılan tanımda, tehdidin yöneldiği hukukî değere göre bir ayırım yapılmıştır. Buna göre, tehdidin, mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle yapılması, söz konusu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Buna karşılık, tehdidin, mağduru malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle yapılması ise, suçun temel şekline göre daha az cezayı gerektirmektedir. Ayrıca, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır.
Türk Ceza Kanunu 106/1:Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, ALTI AYDAN İKİ YILA KADAR hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, MAĞDURUN ŞİKAYETİ üzerine, ALTI AYA KADAR HAPİS VEYA ADLİ PARA CEZASINA HÜKMOLUNUR.
TEHDİT SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
MALVARLIĞI İTİBARIYLA BÜYÜK BİR ZARARA UĞRATACAĞINDAN VEYA SAİR BİR KÖTÜLÜK EDECEĞİNDEN BAHİSLE TEHDİT SUÇUNUN CEZASI :Suçun daha az cezası olan formunda tehdit mahkeme hapis veya Adli Para cezası verebilir. Hapis cezası yasada ‘6 aya kadar’ olarak ifade edilmiştir. Hukukçu olmayan kimseler bu takdirde cezanın 6 ay olacağını düşüneceklerdir. Ancak bu süre cezanın üst sınırıdır. Yasa ‘6 aya kadar’ ifadesini kullandığı için öncelikle cezanın alt sınırını belirlemek gerekir. Türk Ceza kanunun 49. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca ‘süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az,yirmi yıldan fazla olamaz.’ Bu takdirde malvarlığı vs yönelik tehditte hakim hapis cezası verilmesine karar verecek olursa verilecek ceza en az 1 ay en fazla 6 ay hapis olacaktır.Türk Ceza Kanunun 50. Maddesinin 5.Fıkrası uyarınca ‘uygulamada asıl mahkumiyet bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir.’ Dolayısıyla Daha önceden bir sabıkanız yoksa hakimin öncelikle adli para cezasına hükmedeceği bu adli para cezasının ilgili yasal mevzuat gereği 1 ay ile altı ay arası adli para cezası olacağını öngörebiliriz.
Bu para cezasının Türk Lirası karşılığı nedir? Türk Ceza Kanunun 52. Maddesinin 2. Fıkrası gereği ‘En az yirmi ve en fazla yüz türk lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.’ Bu durumda basit tehditte cezalandırılma halinde en az 600 TL para cezasına hükmolunabileceği en fazla ise 18000 T.L. para cezası olabileceğini koşulları varsa bu cezanın da ertelenebileceğini ancak bu belirtilen hesaplamaların dosyanın somut verilerine göre değişebileceğini unutmamak gerektiğini belirtmek isterim.
HAYATA, VÜCUT VEYA CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA YÖNELİK TEHDİT SUÇUNUN CEZASI :
‘Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, ALTI AYDAN İKİ YILA KADAR hapis cezası ile cezalandırılır’ Koşulları varsa ve hakim takdir ederse paraya çevirme, erteleme yada hükmün açıklanmasının geri bırakılması seçenek yaptırımları uygulanabilir.
NİTELİKLİ TEHDİT T.C.K 106/2
Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında İKİ YILDAN BEŞ YILA KADAR HAPİS CEZASINA HÜKMOLUNUR.
Maddenin ikinci fıkrasında tehdidin daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri gösterilmiştir. Bu hâller, tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddîliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddî kaygılar meydana getirmeye elverişli durumlardır. Tehdit silâhla icra olunursa bunun ciddîliği hususunda bir korkunun meydana gelmesi çok daha kolay olur. Aynı suretle kendisini tanınmayacak bir hâle getiren kişinin veya bir kaç kişinin birlikte olarak tehdit icra etmeleri hâlinde meydana gelen korku çok yoğun olur.
İmzasız bir mektup veya özel işaretler kullanarak bir kişinin tehdit edilmesi hâlinde de meydana gelen korku bakımından bir duraksama meydana gelmez. Söz gelimi bir kimseye gönderilmiş olan imzasız mektup kişinin kendisini savunma olanağını gidereceğinden ağır tehdidi oluşturacaktır. Yine bir kimseye karşı gönderilmiş olan mektuplarda ucundan kan damlayan bıçak resimlerinin yapılması yani böylece özel işaret kullanılması korkuyu yoğunlaştırabilir.
Gizli veya açık, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücünün de, kişileri paniğe kapılacak surette korkutabilmesi dolayısıyla, suçun nitelikli hâli olarak sayılması uygun görülmüştür.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
KATEGORİLER
SON YAZILAR
- Ön Mirasçı Artmirasçı Atanmasından Kaynaklanan Dava
- Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptali Davası
- Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava
- Vasiyetnamenin Tenfizi (İfası/Yerine Getirilmesi) Davası
- Vasiyetnamenin İptali Davası
- Belirli Mal Vasiyeti Davası
- Vasiyetnamenin (Mirasçılık Belgesi) Açılması ve İlgililere Okunması Davası
-
TELEFON
(0532) 792 76 22E-POSTA
info@kocakhukuk.com