Ecrimisil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ecrimisil Yargıtay kararlarına göre taşınmazı haksız bir şekilde kullanan kötü niyetli zilyetin ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Bu durumda öncelikle hukukçu olmayanlara…
Ecrimisil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ecrimisil Yargıtay kararlarına göre taşınmazı haksız bir şekilde kullanan kötü niyetli zilyetin ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Bu durumda öncelikle hukukçu olmayanlara…
Ecrimisil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ecrimisil Yargıtay kararlarına göre taşınmazı haksız bir şekilde kullanan kötü niyetli zilyetin ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Bu durumda öncelikle hukukçu olmayanlara…
Ecrimisil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ecrimisil Yargıtay kararlarına göre taşınmazı haksız bir şekilde kullanan kötü niyetli zilyetin ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Bu durumda öncelikle hukukçu olmayanlara… Ecrimisil Davası | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Ecrimisil Yargıtay kararlarına göre taşınmazı haksız bir şekilde kullanan kötü niyetli zilyetin ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Bu durumda öncelikle hukukçu olmayanlara…-
BLOG
BLOG
- TÜM BLOG YAZILARI
Ecrimisil Davası
13.06.2022Ecrimisil
Yargıtay kararlarına göre taşınmazı haksız bir şekilde kullanan kötü niyetli
zilyetin ödemekle yükümlü olduğu tazminattır.
Bu durumda öncelikle hukukçu olmayanlara
zilyetin tarifini yapmak gerekir. Vikipedia zilyedliği şu şekilde tarif
etmektedir:
“Zilyetlik, medeni hukukun eşya hukuku dalında incelenen bir hukuki kurumudur. En basit olarak
birkimsenin taşınır (menkul) veya taşınmaz (gayrimenkul) bir mal üzerindeki fiili hakimiyeti
olarak tanımlanabilir.Zilyetliğe sahip olan kişiye zilyet denir.
Mülkiyet
bir kimsenin eşya üzerindeki hakkını ifade eder. Hâlbuki zilyetlik, bu haktan
bağımsız olarak sadece eşya üzerinde var olan bir hakimiyet durumunu gösterir.
Bu sebeple zilyetlik mülkiyet hakkına bağlı değildir. Zilyet olan kimsenin
malik olması şart değildir.
Mesela, bir
arabanın sahibi olan kişi o arabanın hem maliki hem zilyedidir. Ama bu arabayı
kullanan şoför, arabanın bir tamirhaneye bırakılmış olması halinde tamirci,
hatta sadece park etmek üzere arabanın teslim edildiği park çalışanı gibi başka
kişiler de, araba kendi hakimiyetleri altında iken, zilyet sayılırlar.”
Zilyet iyi niyetli olabileceği gibi kötü niyetli de olabilir. İyi
niyetli olmak hukuk düzenince korunan bir
hakkın varlığı anlamına gelmez.
İyi niyetli zilyetlik yalnızca ecrimisil ödenmesini engeller. Örnek
vermek gerekirse taşınmazı adi yazılı sözleşme ile satın alan ve taşınmazın
mülkiyetinin kendisine geçeceğini bekleyen kişi bu taşınmaz mal sahibi
tarafından üçüncü bir kişiye satılır ve bu kişi tarafından taşınmazdan
çıkarılırsa taşınmazda oturduğu süre için ecrimisil ödemez. Çünkü iyi niyetli
zilyettir.Harici satış sözleşmesi ile taşınmazı satın alan kişi ödediği bedelin
iadesi için dava açmışsa bu bedel ödenesiye kadar taşınmazda oturmaya devam
etse bile ecrimisil ödemek zorunda değildir.
Ancak kardeşiyle babadan kalan ortak
olan malda oturan kişi kardeşine kira ödememişse kötü niyetli kabul edilir ve
ecrimisil ödemek zorundadır. Tüm
mirasçılar maldan faydalanıyor ise o takdirde
ecrimisil ödemez. Örneğin üç mirasçı babadan kalan üç ayrı dairede oturuyorsa
bu takdirde birbirlerine kira ödemezler çünkü muvafakatları var olduğu sayılır.
El birliği mülkiyeti ne tabi taşınmaz mirasçılardan bir veya birkaçı
tarafından kiraya verilir ve diğer mirasçılar tarafından muvafakat verilmezse
diğer mirasçıların kiracıdan ecrimisil talep etme hakkı vardır.
Ortak miras bırakan tarafından kalan taşınmazın mirasçılardan biri veya
birkaçı tarafından kullanılması yahut kiraya verilmesi halinde intifadan men iradesinin bu mirasçı veya bu miraçlara iletilmesi şarttır. “Ancak
bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları
vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen
taşınmazın (bağ bahçe gibi) bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi)
kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen
yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak
iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım
anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin
belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu
taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve
benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan
ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler;
biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin
yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men
koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.” (Yargıtay 1.Hukuk Dairesi
9.05.2016 tarih ve 2015/2943 esas 2016/5735 karar sayılı kararı)
Basitleştirmek gerekirse
hukuki ilişki olmaksızın yahut muvafakat olmaksızın bir taşınmazı kullanan kişi
ecrimisil ödemek zorundadır. Bu ecrimisil miktarı en az bu gayrimenkulün kira
getirisi en fazla mahrum kalınan kira geliri olmak üzere bilirkişi tarafından
hesaplanır.
Ecrimisil haksız fiil tazminatı olarak tanımlandığından Asliye Hukuk
Mahkemesi görevlidir. Bu dava gayrimenkulün aynından ilişkin olmadığında genel
yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Ayrıca haksız
fiilin işlendiği veya zararın meydana
geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri
mahkemesinde de açılabileceğinden bu
davalar davacının ikametgahı yahut taşınmazın bulunduğu yerde de
açılabilecektir.
Ecrimisilin Haksız fiil tazminatı olarak kabul edilmesinin bir başka
neticesi de zamanaşımı süresinin beş yıl ile sınırlı olmasıdır. Bu beş yıllık
süre ihtar çekildiği yahut dava açıldığı tarihten itibaren geriye doğru
hesaplanır. Dava süresince işleyen ve talep edilebilecek ecrimisil miktarı
mevcut davada talep edilemez. Örneğin dava üç yıl sürmüş ise bu süreç
içerisinde işleyen ecrimisil ayrı bir dava ile talep edilmek zorundadır.
Ortaklığın giderilmesi davası açılmış olması zamanaşımını keser.
Taşınmazın kira getirisinin olmaması, taşınmazın imar kanuna muhalif
olarak yapılmış olması , taşınmazı mülkiyet sahiplerinin uzun yıllar
kullanmıyor olması ecrimisil talebine engel değildir.
Ecrimisil talebi intifadan men (faydalanmadan yasaklama) şartına
bağlıdır.Ancak taşınmaz kendiliğinden semere (Ürün-kira) veren bir taşınmaz ise
bu takdirde intifadadan men şartı yoktur. Kira getirisi olan ev dükkan depo
otel vs gibi taşınmazlar üzerinde haksız zilyetlik kurulmuş ise bu takdirde bu
taşınmazlar için intifadan men şartı aranmaz.
Kendiliğinden ürün vermiyor olsa dahi 3. Kişilere kiraya verilen taşınmazlardan
elde edilen kira gelirlerinin iadesi vekaletsiz iş görme hükümlerince
istenebilir.
Gerek paylı mülkiyet paydaşları
gerekse elbirliği ortaklığı paydaşları kendisi taşınmazdan faydalanamıyor ise
faydalanan paydaşa karşı intifadan men iradesini bildirmemiş olsa bile
ecrimisil talep edebilir ancak kendisi taşınmazdan yararlanıyor ise kendi hakkı
kadar yararlanmasa dahi bu takdirde ecrimisil talebinde bulunamaz.
Pek çok paylı mülkiyette fiilen
taksim yapılmış ve paydaşlar kendi paylarını kullanıyor durumdadırlar. Bu tür
taşınmazlarda ecrimisil talebi olamaz. Bu nedenle paydaşın sorunu çözmek için
ortaklığın giderilmesi davası açması tavsiye edilir.
KATEGORİLER
SON YAZILAR
- Ön Mirasçı Artmirasçı Atanmasından Kaynaklanan Dava
- Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptali Davası
- Vasiyetnamenin Açılmasına İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Dava
- Vasiyetnamenin Tenfizi (İfası/Yerine Getirilmesi) Davası
- Vasiyetnamenin İptali Davası
- Belirli Mal Vasiyeti Davası
- Vasiyetnamenin (Mirasçılık Belgesi) Açılması ve İlgililere Okunması Davası
-
TELEFON
(0532) 792 76 22E-POSTA
info@kocakhukuk.com