Dolandırıcılık Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir. DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ…
Dolandırıcılık Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir. DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ…
Dolandırıcılık Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir. DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ…
Dolandırıcılık Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir. DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ… Dolandırıcılık Suçu | Eskişehir Boşanma Avukatı, Gürler Kocak, Eskişehir Avukat Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir. DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ…-
BLOG
BLOG
- TÜM BLOG YAZILARI
Dolandırıcılık Suçu
03.08.2021Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME
Dolandırıcılık
suçunun basit hali TCK (m.157) bakımından görevli mahkeme asliye ceza
mahkemeleridir. Nitelikli haller bakımından ise (TCK m.158) ağır ceza mahkemeleri
görevlidir.
Davaya bakmakla
yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Dolandırıcılık suçunda netice
failin kendine veya üçüncü bir kişi lehine yarar elde etmesi ile
gerçekleşeceğinden yetkili mahkeme yararın sağlanmış olduğu (neticenin
gerçekleştiği ) yer mahkemesidir.
TCK’da düzenlenen hükümlere
göre basit haliyle dolandırıcılık;
‘’Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.’’ şeklindedir.
“Burada
hileli davranıştan kasıt kişinin icrai bir davranışla (söz, yazı veya kandırıcı
herhangi bir davranışla ) gerçekleştirebileceği gibi, karşı tarafın içine
düştüğü hatadan, bir konuda yanlış bilgi sahibi olunmasından yararlanarak da,
yani ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir. Ancak, bu durumda kişinin
hataya düşen karşı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü olmalıdır. Hataya düşen
kişi ile hukuki ilişki içinde olunan hallerde, böyle bir yükümlülük vardır. Bu
yükümlülük kanundan, yükümlülüğe aykırı daha önceki icrai hareketten,
sözleşmeden, sözleşmeden veya sözleşme dışı özel bir güven ilişkisinden meydana
gelebilir. Ayrıca muhatabın belirli bir husustaki hatası karşısında kişinin
ihmali davranışının, örneğin susmasının, bir beyan, açıklama değeri taşıması
gerekir.
Suçun yeni kanundaki tanımında hilenin belirli bir ağırlığa ulaşması zorunluluğu aranmadığı için belirli bir durumda konuşma hukuksal yükümlülüğü altında bulunan kişinin susması da ‘’ hileli davranış ‘’sayılabilecektir. Nitekim doktrindeki çoğunluk görüşü, ihmali bir hareketin de ,failin garantör olarak hatanın ortaya çıkışı veya devamını engelleme hukuksal yükümlülüğü altında olması ve muhatabı aydınlatmaması koşuluyla, ihmali bir hareketin de dolandırıcılık suçunda hile olabileceği doğrultusundadır.”(Parlar, Ali ‘Türk Ceza Hukukunda Dolandırıcılık Suçları’, Ankara 2015, sf.22 )
Nitelikli Dolandırıcılık Halleri ise ;
(1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar
edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli
durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin
zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu
meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin
araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve
kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi
kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı
kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da
şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif
yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler
tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması
suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca
tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin,
kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı
olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi
suretiyle işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne
kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde
sayılan hâllerde hapis cezasının alt
sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen
menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin
olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin
gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi,
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu
madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından
birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için
teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek
ceza bir kat artırılır.
Şuçun nitelikli hallerinden dinî
inanç ve duyguların istismar edilmesi
Ceza
Genel Kurulu 2012/6-1556 E. , 2013/109 K.
‘’...Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun
oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini
inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle
gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır. Aldatma
aracı olarak kullanılan “cenaze için dua ya da Kur ‘an-ı Kerim okunması ve
ardından ölen kişinin zekât borçlarının ödenmesi hususunun dini inanç ve
duygulara ilişkin olduğu…’’
Şuçun nitelikli hallerinden
sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık
Yargıtay 15.Ceza Dairesi E. 2017/31459 K. 2021/2481 T. 4.3.2021
‘’..Sanığın, suç
tarihi itibari ile "Duru Ambalaj" isimli iş yerini işlettiği, söz
konusu iş yerinde hırsızlık olduğuna dair 04/03/2013 tarihinde Pendik Çamçeşme
Polis Merkez Amirliği'ne başvurarak, işyerinden 180.000.TL civarında mal
hırsızlandığı yönünde şikayette bulunduğu, ayrıca zararın karşılanması için
mağdur ... şirketine de başvurduğu, hırsızlık olayını mağdur ... şirketine de
bildirmesi üzerine sigorta eksperinin 05/03/2013 tarihinde sanığın
işyerine gelerek olay yerini fotoğrafladığı, bu arada 07/03/2013 tarihinde
Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan isimsiz ihbarda, sanığın iş yerinde
hırsızlık olayının meydana gelmediği, sigorta şirketinden para
alabilmek için bu yola başvurduğu ve eşyaları "Sülüntepe Mah. Yakut Sok
No:12 Pendik" adresindeki başka bir ikametin kömürlüğüne sakladığının
bildirilmesi üzerine, adreste yapılan aramada iş yerinde satışı yapılan bir
kısım eşyaların bulunduğunun tespit edildiği, akabinde sanığın işlenmediğini
bildiği suç nedeniyle suç ihbarında bulunduğu anlaşılması üzerine mağdur ...
tarafından sanığa herhangi bir ödemede bulunulmadığı, sanığın sigortadan
para almak amacıyla işyerinde hırsızlık yapıldığı yönünde suç
isnadında bulunduğu, bu surette sanığın
nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs ettiği somut olayda…’’
Suçun nitelikli hallerinden algılama
yeteneğinin zayıflığından faydalanmak
Yargıtay
15. Ceza Dairesi 2017/1604 E. , 2017/19747 K.
‘’…Mağdur ...’nın 2006 yılında geçirmiş olduğu iş
kazası nedeniyle duyma, anlama ve konuşma yeteneğini yitirdiği bu durumu abisi
olan sanık ...’ın bilmesine rağmen diğer sanık ... ile birlikte 01/06/2009
tarihinde sanık ...'nun başkatip olarak çalıştığı Bakırköy 15. Noterliğine
gittikleri, burada mağdur ...'nın ... plaka sayılı aracının satışına ilişkin
sanık ...'ın da aralarında bulunduğu bir kısım şahıslara yetki veren
vekaletnamenin düzenlenmesinin sağlandığı, bu şekilde sanıklar ... ve ...’ın
mağdur ...’nın Algılama Yeteneğinin Zayıflığından faydalanmak suretiyle
nitelikli Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri
kabul edildiği..’’
Suçun nitelikli hallerinden banka
veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması
Ceza
Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/4 E. , 2018/66 K. "...Şüphelinin
görevi gereği özürlü maaşı olan müştekiler hakkında bilgi sahibi olduğu, yakın
akrabalarının özürleri nedeni ile maaş olmakta olan müştekilerin aldığı
maaşların takibi ve kesilmesi konusunda şüphelinin hiç bir yetkisi bulunmadığı
halde, Ağustos 2010 tarihinde eşinin rahatsızlığı nedeni ile maaş alan müşteki
Yıldıray'ın yanına giderek bakım maaşının kesilmemiş bulunmasına rağmen
kesildiğini söyleyerek maaş Kartı ve şifresini istediği, müştekinin maaş
kartını ve şifresini şüpheliye verdiği, şüphelinin bu kart ile atm cihazından
müştekinin Ağustos 2010 maaşını 540 Lira olarak çektiği, 15-20 gün sonra
yeniden müştekiye giderek maaşın kesilmesi hususunda konuşmak üzere Hükümet
Konağına çağırdığı, şüphelinin burada ...'nun da tanık olduğu şekilde, maaşının
kesilmemesi için müştekiden 500 Lira istediği, müştekinin param yok demesi
üzerine 250 Liraya kadar indiği ancak müştekinin parayı vermeyi kabul etmemesi
üzerine şüphelinin son eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, şüphelinin
sonradan maaşın yatmaya devam edeceğini söyleyerek maaş kartını müştekiye iade
ettiği, şüphelinin 11.02.2011 tarihinde bu kez özürlü gelini nedeni ile maaş
alan müşteki Gülser'e giderek oğlunuz çalışıyor, üzerine motor var maaşınız
kesilecek diyerek müştekiyi hükümet konağına çağırdığı, burada müştekiden
maaşın kesilmemesi hususunda girişimde bulunacağını söyleyerek 500 Lirayı
14.02.2011 tarihinde müştekiden aldığı..." şeklinde anlatılması
karşısında, sanık hakkında Dolandırıcılık ve banka veya Kredi kartlarının
kötüye Kullanılması suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.’’
Suçun nitelikli hallerinden kamu
kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi
Ceza
Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/235 E. , 2018/297 K.
‘’Canan Eczanesinde kalfa olarak çalışan sanık ...'un hastaları ikna ederek
sağlık karnelerini alıp Merkez Efendi Devlet Hastanesinde dahiliye uzmanı
olarak çalışan sanık ...'na götürerek sahte sağlık kurulu raporları ve
reçeteler düzenlettirmek suretiyle iştirak halinde kamuyu zarara
uğrattıkları" şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında Tck'nın
158/1-e. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası
açıldığı kabul edilmelidir.’’
DOLANDIRICILIK SUÇUNUN TİPİKLİĞİ HAKKINDA
Dolandırıcılık
suçu serbest hareketli bir suçtur. Ancak
tüm hareketlerin ortak altyapısını teşkil eden, dolandırıcılık suçunun şartları
olarak nitelenebilecek üç koşul vardır:
Failin işlediği
fiilin hile oluşturduğunu biliyor olması gerekmektedir.
Failin bir kimseyi
aldatacak nitelikte hileli hareketlerinin olması gerekmektedir.
Failin hileli
hareketleri sonucunda kendine yarar sağlaması ve bir kimseyi zarara uğratması,
bu zarar-fayda ilişkisinin uygun illiyet bağıyla bağlanması gerekmektedir.
Dolandırıcılık
suçu, neticeli bir suç tipidir. Failin, hileli davranışlarıyla aldattığı
mağdurun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar
sağlaması gerekir. Mağdurun veya başkasının zararına, yararın elde edilmesiyle
netice gerçekleşir ve suç tamamlanır.
Suçun daha az ceza gerektiren hali ise TCK
m.159’da düzenlenmiştir ;
Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan
alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir
yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
DOLANDIRICILIK SUÇU HAKKINDA ŞİKAYET VE
UZLAŞMA
Basit
dolandırıcılık suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Nitelikli
dolandırıcılık suçunda ise dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Basit
dolandırıcılık suçu 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın
34. Maddesinde yapılan düzenleme ile uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Buna göre
soruşturma veya kovuşturma aşamasında savcılığın öncelikle uzlaştırma
prosedürlerini uygulaması, uzlaşma sağlanamadığı durumunda yargılama
aşamalarına devam etmesi gerekir.
Nitelikli
dolandırıcılık (TCK m.158) ise uzlaşma kapsamında değildir.
DOLANDIRICILIK SUÇU VE ETKİN PİŞMANLIK
Dolandırıcılık
suçu için etkin pişmanlık hükümlerine başvurulabilir. Bu suç nedeniyle oluşan
zarar, suçun konusu olan şeyin aynen mağdura geri verilmesi veya bedelinin
ödenmesi suretiyle giderilebilir. Failin soruşturma aşamasında mağdurun zararını
gidermesi halinde faile verilecek cezanın 2/3’ü kadarı indirilebilir. Zararın
kovuşturma aşamasında hüküm verilinceye kadar karşılanması halinde ise faile
verilecek cezanın 1/2’si indirilebilir. Etkin pişmanlık hükümleri gereği ceza
indiriminden suça yardım eden veya azmettiren de yararlanabilir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNDA CEZANIN ERTELENMESİ, ADLİ PARA
CEZASINA ÇEVRİLMESİ VE HAGB
Basit
dolandırıcılık suçunun hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına
çevrilebilir. Ancak nitelikli dolandırıcılık için böyle bir durum söz konusu
değildir.
Basit
veya nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında
hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür. Bu
durumda verilen denetim süresi içinde şartlara uyulması halinde hükmolunan ceza
hiçbir sonuç doğurmayacaktır.
Son
olarak, dolandırıcılık suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de
mümkündür. Bu kararda sanık verilen denetim süresini sosyal hayatı içerisinde
iyi halli geçirerek cezasını infaz etmiş sayılır.
EMSAL
YARGITAY KARARLARI
Ceza Genel Kurulu - 2017/732E - 2018/678K ‘’..Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. Otomatlar aracılığı ile satışa sunulan hizmetlerden, otomatın teknik işleyişini devre dışı bırakan müdahalelerle, bedeli ödenmeksizin yararlanılması durumunda, ortada bir taşınabilir mal bulunmadığı için, hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Örneğin, toplu taşıma sistemlerinde yolcuların geçişlerini kontrol eden otomatlara müdahale edilmek suretiyle ücret ödenmeksizin yolculuk yapılması durumunda, karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Burada, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü bu durumda herhangi bir kişi aldatılmamaktadır. Yapılan müdahale ile bir otomatın teknik işleyişinin devre dışı bırakılması durumunda da, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü, Dolandırıcılık suçu açısından hilenin varlığı için muhatabın mutlaka insan olması gerekir.’’
Yargıtay 15.C.D E. 2019/2686 K. 2021/3694 Sanıkların
servis işlerinde kullanılan S plakayı, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nde
tanıdıkları olduğunu ve bu plakayı ucuza alacaklarını söyleyerek, katılanlar T.
ve B.'in ortak olarak alacakları S plaka için 27.500 TL ve 57.500 TL
bedelli çek ve 73.000 TL nakit para verdiği, katılan
...'in 75.000 TL parayı sanık ...'in çalışanı tanık Y. isimli bir kişinin
hesabına gönderdiği, ayrıca sanık ...'e 40.000 TL ödeme yaptığı, sanık ...'in
mobilya dükkanından 12.000-13.000 TL civarında mobilya aldığı, katılan ...'ın
40.000 TL parayı sanık ...'in eşi tanık ... adına havale ettiği, birkaç gün
içinde de 100.000 TL parayı sanık ...'in çalışanı Y. isimli bir kişinin
hesabına havale ettiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birlikteliği ile
nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
5237
Sayılı TCK'nın 158/2.
maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, suç
failinin, ismen söylemese bile kimden söz edildiği karşı tarafın anlayacağı
şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabı belirtilerek, kamu görevlilerini
tanıdığını, hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru
kandırmasının gerekli olduğu halde, belli bir kamu görevlisi yanında hatırı
sayıldığından veya kamu görevlisiyle ilişkisi olduğundan bahsetmeksizin, Bursa
Büyükşehir Belediyesi'nde tanıdıkları olduğunu ve uygun fiyata S plaka temin
edebileceklerinden bahisle hileli hareketler kullanıp menfaat temin etmiş
olmaları karşısında; eylemlerimin 02.12.2016 tarih ve 29906 Sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun'un 34.
maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK'nın 253.
ve 254.
maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında yer alan ve 5237
Sayılı TCK'nın 157/1
maddesinde düzenlenen “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç
vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık
suçundan yazılı şekilde hükümlerin kurulması,
Y.13.CD, 02.10.2018 gün ve E:2017/2450,
K:2018/12948“Hileli davranışlarla iradesi sakatlanan kişinin mağdur
olması zorunluluğunun bulunmadığı, somut olayda sanığın hileli davranışları
sonucunda tanığın iradesinin sakatlandığının anlaşılması karşısında…
dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya
düşülerek hırsızlık suçundan hüküm kurulması…”,
Yargıtay 23.Ceza Dairesi’nin 10.05.2016 tarih ve 2016/6057 sayılı kararında ; “Sanıkların, L..M.. ve D..Tic.Ltd.Şti. bünyesinde mobilya işleriyle faaliyet gösteren işyerinin sorumlusu oldukları, katılanın olay tarihinde sanıklar ile anlaşıp mobilya siparişi verdiği ve karşılığında sanıklara 4.000 TL ödemede bulunduğu, sanıkların katılana taahhütte bulundukları malları teslim etmedikleri gibi işyerini kapatıp ortadan kayboldukları, bu suretle sanıkların iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda sanıkların savunması, katılanın beyanı ve tüm dosya kapsamı itibariyle; sanıkların, işlerinin bozulması nedeniyle katılanın parasını ödediği siparişi teslim edemedikleri ve işyerini kapatmak zorunda kaldıkları yönündeki savunmaları karşısında, somut olayda hile unsurunun bulunmadığı ve aradaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.” denilmek suretiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 15.Ceza Dairesi
02.12.2013 tarih ve 2013/18825 “…sanığın mağdura çek verdikten iki yıl önce
mağdura borçlandığı, bu borç nedeniyle önce senet verdiği, senedin ödenmemesi
nedeniyle borca karşılık olmak üzere suça konu sahte çeki vererek başta
dolandırıcılık kastıyla hareket etmediği dikkate alınarak sanığın, önceden
doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunması
halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucunu
doğurmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı anlaşılmakla, sanığın CMK
gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar
verilmesi isabetsizdir. ”
KATEGORİLER
SON YAZILAR
- Tereke Borcunu Ödeyen Mirasçının Diğer Mirasçılara Karşı Açacağı Rücu Davası
- Mirasın Paylaşılmasından Sonra Tereke Borcundan dolayı Mirasçının Sorumluluğuna İlişkin Dava
- Tereke Borcundan Dolayı Mirasçıların Müteselsil Sorumluluğuna İlişkin Dava
- Miras Paylaşım (Taksim) Sözleşmesinin İptali Davası
- Borçlu Olan Mirasçıya Kayyım Atanması
- Sağ Kalan Eşin Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Aile Konutu Üzerindeki Hakları
- Terekeye Temsilci Atanması
-
TELEFON
(0532) 792 76 22E-POSTA
info@kocakhukuk.com